ANNELER GÜNÜ
Dünyada en kutsal görevi yerine getiren annelerimizin, anneler günü kutlu olsun
Dünyada en kutsal görevi yerine getiren ve bunu getirirken hiçbir karşılık beklemeyen, en değerli varlıklardır; anneler… Anneler gününüz kutlu olsun!
Dünyada en kutsal görevi yerine getiren ve bunu getirirken hiçbir karşılık beklemeyen, en değerli varlıklardır; anneler… Anneler gününüz kutlu olsun!
Hayata geldiğimiz andan itibaren mücadele ile geçer yaşamımız… Emekleyeceğim, yürüyeceğim, koşacağım, okuyacağım, çalışacağım…..Geçtiğimiz her evre, belirli bir uğraş, çalışmanın sonunda elde edilir. Bu sonuçlara ulaşabilmek için, hangi yaşta olursak olalım, hep desteğin olup-olmadığına bakıp; desteğimiz olan bir güç olduğunu bilince, ister istemez daha güçlü olduğunu hisseder; insan. Yanında olmasa bile, uzaktan da hissedilen o güç; sadece insanların değil, hayvanların da kendilerini güvende hissetmelerini sağlar ki; dünyaya ilk gelişinde aldığımız o güç, işte o kişidir; anne!
İşe gideriz; maaş için, evin içinde düzenleme yaparız; bize güzel görünmesi için, sigorta yaptırırız; güvencemiz için… Yaptığımız çalışmalarda, çevremiz için de sosyal şeyler de yapsak, yine bazı noktalarda maddi ve/ya manevi yararı kendimize dokunur. Kimsesiz çocuklara, karşılıksız yardım etmek için koşturuyor olabiliriz ama bize uygun günlerde ve saatlerde, tehlikenin olmadığı yerlerde bunu uygularız… Ama anne olunca, karşılıksız yardım engel tanımıyor! En tehlikeli yerde, her saat, her gün ve her durumda... İster engelli olsun, ister işsiz, ister eroin kullanan olsun, ister hayatı boyunca iyileşemeyecek bir çocuk; ona da yine o sıcaklıkla yaklaşabilen kişidir; anne... Hatta en çirkin, en tembel kişi bile olsa ‘çocuğum olduğu için söylemiyorum’ diye başlayan güzel dillendirmeleri yapandır; anne... Doğum yapan, ağrı çeken bir anne, bebeğin ağlaması ile tüm ağrılarını, acılarını unutabiliyor. Hatta hayvanlarda bile durum böyle…
Beni çok etkileyen bir olayı sizinle paylaşacağım… Annem, ‘annelik başka bir duygudur, anlatılamaz; yaşanır’ dedi. Annem ile Uludağ’a kayağa gitmiştik. Pistin bittiği yerde telesiyej sırasına giriliyordu. Annem bir köpeği işaret etti. Yeni doğum yapmış, karın üstünde yatıyor ve 5 yavrusunu emziriyordu. Kaymak için yukarı çıktık. Birkaç saat sonra, annemle tekrar telesiyejde karşılaşınca, annemin o noktaya bakıp, gözünden yaş geldiğini gördüm ve karşıya bakınca köpeklerden birisinin öldüğünü, annesini emmeye çalışan 4 yavru köpekle ilgilenmediğini, ön ayakları ile karı kazıdığını fark ettim. O kazılan yere, yavruyu ittirdi ve üzerini kapatarak, biraz ileri gidip, onu gömdüğü yerin üzerine oturdu ve ağlamaya devam etti. Yavru köpekler hiçbir şeyin farkında değildi. 10 dakika sonra başka bir köpek geldi. Belli ki babalarıydı... Çünkü onlara et getirmişti. Eti bıraktı, birkaç kez havladı ve ayrıldı. O andan itibaren hıçkırarak ağlamaya başladım. Derler ya; ‘köpekler ana olmasın’ diye… Buradan anlaşılacağı gibi; sadece insanoğlu değil; tüm canlılarda özel bir içgüdü, bu annelik…
Bir diğer ilginç olay ise, hangi yaşa gelirseniz; gelin, isterseniz 60 yaşınızda olsanız, her zaman o annenin çocuğu olarak, büyümeyen bir çocuk olarak kalmanız…
Bizler eski tarihimize baktığımız zaman, anaerkil bir toplum olduğumuzu görürüz. Kadının da, gerektiği zaman, ok, yay kullanabildiği, erkeğin ‘at, avrat, silah’ dediği bir toplum... Tarihimizde kadınların hükümranlık ve komutanlık gibi hizmetler yapmış, toplum içinde fikri alınan kişiler olması... Ziya Gökalp’in eserinde belirttiği gibi, eskiden devlet yönetiminde Kağan’ın kararlarına, Hatun katılmadıkça, bu kararın geçerli sayılmaması, Hun İmparatorluğu adına, Çin ile ilk barış antlaşmasını Mete Han’ın hatunu Sağ Bilge Tigini’nin imzalanması...
İlerleyen süreçte her ne kadar dejenerasyona uğrasa da kullandığımız kelimeler bile, annenin önemini kanıtlıyor. İngilizcede ana alterler, ‘head yani baş’ kelimesi ile Fransızcada ‘principial yani temel’ kelimesi ile ifade edilirken, Türkçede ‘ana’ kelimesi ile ifade edilir… Anayol, anavatan, anadil, anayurt, anaokulu Anadolu… Annesi kızdığı zaman bile ağlayan çocuk yine, ‘anne’ diye ağlamıyor mu?
Bir çocuk babasını kaybettiği zaman, annenin tek başına yetiştirebildiği çok çocuk gördüm ama babanın tek başına büyütebildiği az çocuğa tanık oldum. Tabi ki baba vazgeçilmezdir; çınardır ama çocuğun yetişmesinde anne başrol oyuncusudur! Çocuklarımızın yani yarınlarımızın iyi olabilmesi için en çok ihtiyacımız olan da; bilinçli annelerdir! Çünkü bilinçli anne, bilinçli bir gelecek demektir...
Belki bu özel gün olan anneler gününde, her sene kutladığımız annelerimizin, bu sene yanlarına bile gidemeyeceğiz… Ama uzaktan da olsa, yanlarında olacağız! Bu kutsal görevi karşılıksız yapan ve doğumumuzdan itibaren bizlere kol-kanat geren annelerimizin, bir gün değil, her gün hatırlanması dileğiyle; önce canım annemin sonra tüm annelerimizin anneler gününü kutluyorum; kutlu olsun…
Ebru ÖZTÜRK
Yorumlar
Yorum Gönder