18 MART DİRİLİŞİN GÜNÜ
www.epilepsiveyasam.com
Bir devrin battığı yerdir;Çanakkale. Mustafa Kemal'in sadece Osmanlı Devlerinde degil, emperyalizme karşı ilk çoban ateşini yaktığı yerdir. Emperyalizme ilk kırmızı ışığın yakılıp, ülkelerinin bağımsızlıkları sağlayanların 'Mustafa Kemal Ingilizleri yenene kadar, biz onları Tanrı zannediyorduk ' diyen liderlerin uyandığı gündür. 'Komutanım tüfek çalışmıyor 'diyen askere, komutanının 'oğlum parmağın kopmuş ' dediği, vatan sevgilinin, bu acıyı unutturduğu yerdir, Çanakkale !
Ruhunuz şad olsun...
https://ankarahavadis.net/haber/ebru-ozturk-yazdi-18-mart-dirilisin-gunu
Ebru Öztürk yazdı: 18 Mart Dirilişin Günü

Epilepsi Ve Yaşam Platformu Başkanı Ebru Öztürk Çanakkale Zaferimizin 105. yıl dönümünde Ankara Havadis için bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
"Dünya tarihinin en büyük savaşı olan Dünya Savaşında, en çok ses getiren cephedir; Çanakkale! Diğer cephelerde de 2 karşı kuvvet savaşıyordu; o cephelerde de çok asker şehit oluyordu! Peki neydi dünyaya bu kadar ses getiren? Beraber değerlendirelim...
Osmanlı İmparatorluğu içinde Celali ile başlayan ayaklanmalar devam ederken, Sırplar, Hırvatlar, Yunanlar, Bulgarlar, Rumlar, Ermeniler, Kürtler milliyetçilik adı altında ayaklanıyorlardı. 1911 yılında Trablusgarp’ın işgali ile İstanbul Genelkurmay başkanlığına binbaşı olarak görev yapan Mustafa Kemal, İtalya Bingazi’ye gönüllü olarak gider. Çatışmada yaralanır ve 1 ay İskenderiye’de hastanede kalıp; Derne’de ve Tobruk’da görev alır. Toruk’daki savaşını kazanınca, Derne Komutanlığına getirilir. Bu arada 1. Balkan Harbi başlar ve askerlerin tümü çağrılır. Böylece Bingazi ve Trablusgarp elden çıkar ve Rodos ve On İki Ada Balkan Savaşları'nın bitimine kadar geçici olarak İtalya'ya bırakılır. Osmanlı’nın son Afrika kıtasındaki toprak kaybıdır... Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan’a karşı Osmanlı’nın savaştığı 1. Balkan Savaşı başlamıştır.1913 yılında bir de Romanya bu ülkeler eklenerek, 2. Balkan Savaşında Osmanlı Devleti ile savaşmışlardır. 1914 yılında biten Balkan Savaşı ile geçici alınan 12 ada, Rodos, ayrıca Girit, Selanik de elimizden gitmiş ve yorgun, yaralılarla dolu, kısa sürede çok fazla toprak kaybetmiş bir Devlet kalmıştı... 1912 yılında 1. Balkan Savaşı’nda Mustafa Kemal’in Gelibolu ve Bolayır’da boğazda müstahkem mevki hareket şubesi başkanı olarak, 1 yıl savaşlara katılıp; Dimetoka ve Edirne’nin geri alınışında katkıda bulunduğunu da hatırlatmadan geçmek istemem!
Bugün insan haklarını savunan ülkelerin, dünya genelinde sömürge yönetimlerinde pik yaptığı, farklı ülkeleri istila edip, baştaki kişileri teslim alıp; o ülkelerin yeraltı ve yer üstü zenginliklerini kullandıkları dönemdi. İspanya, Hollanda, Portekiz ve daha sonra İngiltere ve Fransa’nın katılımı ile dünya genelinde ülkeler istila ediliyor ve tüm zenginlikleri kullanılıyordu. Sanayi devrimi gerçekleşmişti ve artık sanayide çalıştıracakları kişiler ile hammaddelere ihtiyaçları vardı... İtalya ve Almanya ise ulusal devletlerini geç kuran ama diğer sömürge ülkeleri gibi pay almak isteyenlerdi. Bu doyumsuzluklar, gruplaşmalara neden oldu ve 1 Ağustos 1914 tarihinde, Almanya’nın Rusya’ya savaş ilanı ve Sırp prensinin öldürülmesi ile başladı...
1913 Kasımda biten Balkan Savaşlarından sonra, 1914 Temmuzunda başlayan savaşa ilk etapta Osmanlı Devleti girmese de, 1915 yılında artık Almanya, Avusturya-Macaristan’ın yanında, Bulgaristan İngiltere, Rusya, Fransa, Belçika, Sırbistan, İtalya, Romanya, Portekiz, Japonya, Brezilya, Yunanistan, ABD’nin karşısında olan Osmanlı İmparatorluğu vardı... Kafkas, Kanal, Hicaz, Yemen, Suriye, Filistin, Çanakkale cephelerinde kendi toprakları için, Makedonya, Galiçya, Romanya cephelerinde ittifak kuvvetlerine destek için gidilen cephelerdi. Her bir cephede ağır yenilgiler alınırken, Osmanlı Devleti için İngiltere Deniz Komutanı Churcill “Türkler savaş gemilerimizin toplarını gördüğü anda cepheden kaçarlar, merak etmeyin, hemen Çanakkale’yi geçeriz ve bir hafta sonra da İstanbul’da kahvaltımızı yaparız” demişti. Tek bilmediği; o cephedeki komutanın, Mustafa Kemal olduğu idi!
1915 yılında Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’na girince, Mustafa Kemal yarbaydı ve Sofya ataşeliğinden tayinini istedi. Önce Tekirdağ’a tayini çıktı; oradan Çanakkale’ye gönderildi. Akabinde 18 Martta deniz savaşına kumandanlık etti. Çanakkale’nin geçilmesi demek; Osmanlı Devleti’nin başkentine ulaşılması ve ülkenin yıkılması demekti. Avustralya, Yeni Zelanda, Bangladeş, Fransa, Almanya, Hindistan, Kanada, İrlanda, Pakistan’dan İngiltere ve Fransa’dan getirilmiş ve gelemeden önce bize karşı kışkırtılmış kişiler ile son teknolojinin kullanıldığı silahların, mühimmatların olduğu itilaf kuvvetleri karşında, elde kalan eski silahlar, savaşlardan çıkmış, yorgun, yaralı, parasız halk vardı! Aklıma bir soru geliyor.... Senelerdir yenilirken, Balkan savaşında Mustafa Kemal Dimetoka ve Edirne’nin geri alabiliyor? Yine Kafkas, Kanal, Hicaz, Yemen, Suriye, Filistin’deki cephelerde kaybederken, nasıl oluyor da Çanakkale’de kazanabiliyoruz? Tüm halkta moral bozukluğu vardı; mühimmat eksikliği vardı; asker eksikliği vardı.....Peki fark neydi ki; Mustafa Kemal’in önderliğinde, 18 Mart 1915, seneler sonra Osmanlı Devleti’nin kazandığı ilk savaştı! İşte burada en önemli etken; önderlik edebilme mahareti idi! Churchill’in “Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm! Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir! diyordum. Çünkü savaşı kazanmak için; askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız: MUSTAFA KEMÂL’İ. Bağrımda İngiliz gururu olmasa, Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.” sözlerini hatırlamamız, bazı anlamayan veya anlamak istemeyen veyahut anlaşılmaması için çaba sarfeden kişilerin, minicik beyinlerine girebilir.
‘Çanakkale geçilmez’ diyerek, 18 Mart deniz savaşı ile Osmanlı Hükümetine kalkan görevi yapıp; akabinde Çanakkale’de durdurdu
-25 Nisan Arıburnu’nda düşmanlarını Seydülbahir ve Conkbayırı’nda kara savaşı ile durdurdu ve albay oldu.
-6-7 Ağustosta II. Arıburnu düşmanını durdurdu
-9-10 Ağustosta Anafartalar’da düşmanı durdurdu
-17 Ağustosta Kireçtepe zaferini kazandı
-21 Ağustosta II. Anafartalar zaferlerini kazandı. Artık generalliğe yükseldi.
-25 Nisan Arıburnu’nda düşmanlarını Seydülbahir ve Conkbayırı’nda kara savaşı ile durdurdu ve albay oldu.
-6-7 Ağustosta II. Arıburnu düşmanını durdurdu
-9-10 Ağustosta Anafartalar’da düşmanı durdurdu
-17 Ağustosta Kireçtepe zaferini kazandı
-21 Ağustosta II. Anafartalar zaferlerini kazandı. Artık generalliğe yükseldi.
Mustafa Kemal, Anafartalar’da 2. kez karalanıyordu; cebindeki saat sayesinde...., Yara çok fazla değildi ve yaralandığını gören subaya ‘sus’ dedi. Bununla askerin moralinin bozulmasın önleyerek, savaşma azmini devam ettirdi. ‘Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir.’ diyerek düşmanın üzerine yürüyen ve arkasındakileri yürütebilen Büyük Liderdir Mustafa Kemal! Yine Çanakkale cephesinde “karşılıklı siperler arasındaki mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına, hepsi düşüyor; ikincidekiler onların yerine giriyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir duraksama bile göstermiyor; Sarsılmak yok.” diye anlattığı süreçte, o askerlere, o motivasyonu, kazanmayı kanıtsamayı kim sağlamıştı?
Çanakkale’yi geçemeyen İttilaf kuvvetleri Rusya’ya gerekli desteği götüremediler. Büyüyen iç karışıklıklar ve 1 Nisan 1916’da Mirlivalığa (tuğgeneral-tümgeneral) olan Mustafa Kemal’in 2. Ordu komutanı olarak Diyarbakır’a gelmesi veAras nehrinin güneyinden kuzeydoğu istikametine kadar, Hasankale, Karaköse’yi ele geçirmesini hatırlıyor muyuz? 17 Şubat 1916’da Muş ve 2 Martta Bitlis’i Yarbay Ali Beyden Ruslar-Ermeniler aldıktan sonra, Haziranda Kolordu komutanı olarak Silvan’a 8 Ağustosta Bitlis’i kurtardığını kaç kişi biliyor? Bağdat’ın düşmesi ile Yıldırım orduları Filistin cephesinde, 19 Eylül 1918 tarihinde görevlendirilip, önce Nablus Meydan Muharebesinde 3 komutandan ordusu dağılmayan tek komutan olduğunu, daha sonra 26 Ekimde Halep’den gelen İngiliz ordularını Katma’da durdurmasına karşın, galibiyetin, 30 Ekimde Mondros Antlaşması imzalandığı için, mağlubiyet olduğunu biliyor muyuz?Halep’den İstanbul’a gitmeden önce cephaneleri teslim etmeyip, Katma istasyonunda, Ali Cenani Beye ‘teşkilatınızı yapın, kendinizi savunun, ben silahları veririm’ dediğini ve oradan Adana’ya geçip, Şakirpaşa’da Hacı Seyit Ağa’nın bağ evinde, menzil komutanlığı oluşturup; subayları konuşlandırdığını biliyor muyuz? 4 Kasımda Adana’da Mustafa Kemal, "Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz ve bütün bir ordu ile beraber yardım etmemiz lazımdır." demişti. Kurtuluş Savaşının ilk ateşi yanmıştı! Diğer tarafta ise cephelerde Rusya’nın Mustafa Kemal öncülüğündeki askerlerle karşılaştığı bu durumların da, içerideki sorunlara verdiği etki ve Rusya’nın yıkılması... 1917 Rusya’nın yıkılması ise yüzyılın kapanışı!
Hani bazı kafası çalışmayanlar ‘Atatürk değil ki; asker kazandı’ diyorlar! Peki senelerce neden askerler kazanamadı? Nasıl oluyor da, katıldığı 10 savaşın, 10’nunda da başarılı olabiliyor? İnsanlık yönünden bakalım... Yabancı ülkelerden gelenlerin, kendi istekleriyle değil, emperyalistler tarafından gönderildiklerini bilerek, ölen İttilaf kuvvetleri için ‘bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır.’ diyebilecek kadar kudretli bir önderdir; Mustafa Kemal! 18 Martta, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın öğrendiği isimdir; Mustafa Kemal! Kurtuluş Savaşı’na giden yolun, ilk adımın atıldığı yerdir; Çanakkale! Aynı anda 3 Mehmet’in ölüp; tüm ölenlere Mehmetcik adının verildiği yerdir! İlk Kurtuluş Savaşı’nın çoban ateşinin yakıldığı yerdir! Mustafa Kemal’in askerlerinin görevini, bizlerimizin devraldığını bilerek içleri rahat, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm ölenlerimizin ruhu şad olsun.
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Yorumlar
Yorum Gönder